Yasam, avutulmus bir düs. Hepimiz bu büyülü düs karsisinda bir okyanusu izlemek gibi hissediyoruz kendimizi. Engin ve sonlu, belki de sonsuz. Var olmak basli basina bir armagan, ayni zamanda bir ceza, hangisi dogru Bu paradoks icerisinde insan bir muammanin kapi esiginin bekcisi gibi. Insan denilen kendi kiyisinin mechulü bu varlik icin var olmanin dayanilmaz bir sizi olusu asikar. Insan, varolusunun prangalarini bu sinirli, biyolojik evrende her daim zihninde tasir. Var olmak ve bunun farkindaligi, elestirilebilirligi, insanin yeryüzüne ayak bastigi andan itibaren karsimizda duran sert bir duvar. Var olmanin dayanilmaz sizisi her birimizin gözlerinde soluklanan bir isik parcasi. Bu kitapta mutasyona ugramis bir kelebek olan Kirmizi 9 ve normal bir kelebek olan l2nin üzerinden varolusa dair madde, mana, psikoloji ve teoloji üzerine fikirlerin ve yorumlarin isiginda hüzünlü bir ask hikayesi bulacaksiniz. Kitabi okuyan herkes kendisinin ayak izleri ile karsilasacak satir aralarinda. Bu hikaye hepimizin varolus sancisi, hepimizin düssel avuntusu. Hikayemizde, modern zamanin karmasasi icerisinde bildigimizi sandigimiz anlamini yitiren tanimlar yeniden ele alinip, sekillendirilecek. Her seyin zamana yenildigi bu eskimek dünyasinda, eskiyen her seyi yeniden tanimlamak, yeniden kesfetmek genclesmektir. Zaman eskirken her an, her seyi yeniden insan olmanin onuruna yakisir sekilde tanimlayabildigimiz düsler kurmak ümidi ile. Düs ile kalin...