Kaleme aldigi tarih romanlarla ve ödüllerle adini sikca duydugumuz bir yazar Yilmaz Gürbüz. Daha önce yazdigi eserlerde tanidik oldugumuz o akici üslubunu bu romaninda da sürdürüyor. Yildirim Bayezidin tahta cikisi ile bu cihan imparatorlugu, yedi iklime at sürerken firtinalardan, kasirgalardan ve boranlardan gecip ufukta günesin bir altin elma gibi parladigi günlere ulasmistir. Fakat Anadoluya kara bulut gibi cöken Timur ile kötü günler tekrar yüzünü göstermis ve mücadele devletler arasi degil kardesler arasi olmaya baslamistir. Anadolu ve Rumelideki hareketler sadece Yildirim Bayezid ve sehzadelerini degil Osmanli Devletini her dem yasatmak icin ailelerinden, eslerinden cocuklarindan ayri düsen Tarkut Kocalari, Turhan Beyleri ve ogul yolu gözleyen analari da etkilemisti. Her sey atalarindan aldigi görevi layikiyla yerine getirmek icindi. Nitekim Osmanli olmak zordu, zorluydu Iste, Zorlu Osmanlida okurken kendinizi alamayacaginiz bir kurgu ile anlatiyor 1350li yillardan fetih dolu günlere giden ve ardindan Fetret Devri ile gecen günleri. Alperen cesurdur, azimlidir, yilmazdir. Alperenin kendine güveni vardir; zorluklari yener, güclüklerle savasir. Bilip inandigi yoldan geri dönmez; atilgandir. Dayaniklidir, metanetlidir; dag tas demez yumusunu yerine getirir ve en ufak darbeden yilmaz, ona karsi kor. Alperen, sabirlidir; düsmani güclüyse aklini kullanir, bekler, en uygun anda darbeyi vurur. Alperen, ihtiyatlidir; yani basinda kendisiyle savasan yoldasina güvenir, sirt sirta verip savasir. Alperenlik vefali askerlik oldugu kadar cefali bir askerlik anlayisidir. Alplar muhkem yüreklidir, güclüdür. Bu gücü milletinden, inancindan, tarihinden alir. Cesurdur; yagiyi görünce cekinmez, atilir. Alperen öncüdür, önderdir. Bu öz güveni soyundan Türklük mayasindan alir