Sapphonun Pesindede, Selby Wynn Schwartz 19. yüzyilin sonlari ve 20. yüzyilin baslarinda yasamlari üzerinde kontrol sahibi olmak, özgürlesmek ve adalet icin mücadele eden bir grup feminist sanatci ve yazarin hayatlarini capcanli fragmanlarla kagit üzerinde yeniden insa ediyor.Sarah Bernhard - Colette - Eleanora Duse - Lina Poletti - Josephine Baker - Virginia Woolf... Bu isiltili ve sert romanin sayfalarini paylasan kadinlardan sadece birkaci.Arzularin, hayallerin ve mücadelenin essiz bir portresini cizen Schwartz, ayni zamanda roman boyunca kadinlarin toplumdaki yerini ve sanat üzerindeki etkisini sorguluyor.2022 yilinda Booker Ödülü uzun listeye secilen, 2023 yilindaysa James Tait Black Edebiyat Ödülü ile Orwell Politik Kurmaca Ödülünde kisa listeye kalan Sapphonun Pesinde, kadinlarin tarih boyunca karsilastiklari zorluklara isik tutarken, günümüz dünyasinda hala devam eden esitsizlik ve adaletsizliklerle mücadeleye ilham veriyor.Neydi istedigimiz Baslangic olarak nüfusun yarisinin yalnizca dogarak elde ettiklerini istiyorduk, sonrasinda da durumun o hale gelis bicimini degistirmek. Bizi laudanuma, akil hastanelerine, lohusa hummasina götürmeyecek hayatlar istiyorduk. Sibilla Aleramonun makalesinde yazdigi gibi, kadinlarin insan olabilmesini istiyorduk Bugüne kadar nasil zapt edilmis, baskiya maruz birakilmis ve sessizlige zorlanmissak nihayette o denli özgür, egemen ve bütünüyle hayatta olmayi istiyorduk.
