Hepimiz dogum ve ölüm arasinda, üst üste binen saydam serüvenler demetinde, bize ayrilmis olan biricik yerimizde yasiyoruz. Yer cektigi sürece Yerin cekmedigi yerde baska bir varolus basliyor.
Simdilik buradayiz. Dünyada. Yerin cektigi ve o cekimin bizimle konustugu bu yerde. Düsen ve düseni kaldiran, yardim alan ve yardim eden, hepimiz ayni yerin cekimindeyiz. Buradaki her sey, varolusun mucizevi ikilik dengesinde almayi vermeye dönüstüren bir simyaci olmamiz icin var.
Kuantum fizigi alaninda akademik calismalar yapan bir koca, yasami, varolusu anlamaya calismaktan yorgun düstügü bir anda alkole yenilmistir. Karisinin sevgisi ve bilge bir babaannenin dualariyla alkolden arinip yeniden calismalarina döner. Ancak her seyi bilmeye karsi duydugu istek onu rahat birakmaz; siddetini gitgide artirir ve onu ölümün her seyi bilebilecegi tek gerceklik oldugu fikrine götürür. Karisinin da yaninda oldugu bir anda arabasini hizlica ölüme sürer. Bu kaza karisini tekerlekli sandalyeye mahkm birakirken kendisini de ölümün esigine getirir.
Ölümden yasama dönüs yolu hayatin icinde siradanlasmis mucizeleri görmekle, sirlari yumusatan dualari isitmekle mümkün olacaktir.
Pelin Erdogan Hos Geldin kitabinda, hirs ve korkularla kusatilmis, tükenmis iki insanin iyilik ve sevgiyle isiga kavusmasini mucizelerle dolu bir hikaye esliginde anlatiyor bizlere.