Karanliktan aydinliga uzanan yol Bingöl Hikayeleri Bilmedigimiz, görmedigimiz, tanik olmadigimiz insanlarin siradan hayatlari, siradan günler, acliktan ölen cocuklar, yaman kis mevsimi, töre ve feodalizmin baskisi Her sey uzakta olanin yasamak ve katlanmak zorunda oldugu bir yasam agrisi gibi, her sey büyük ve sessiz kabullenisle örülü bir yandan; ama bir o kadar bilge, bir o kadar hayata dair. Cicegi burnunda bir köy ögretmeni olarak Bingöle gidip ses almak icin yaninda götürdügü teyple sözlü tarih ve derleme yapmak üzere heves eden Ahmet Say, günesten akan pillerin azizligine ugradiginda yilmadi, orada yasayan insanlarla birlikte tutundu hayata. Günesin Savruldugu Yerden Bingöl Hikayelerinde yasadigi yerin insanlarini, zengin doga örtüsünü ve gündelik hayati müthis bir gözlem ve yazim gücüyle hikayelestirdi Ahmet Say. Ahmet Say, insani durumun altinda toplumsal elestiriyi cok iyi veriyor. Ayrica, anlatiminda da, anlattigi olaylara elverisli gelecek bir egleni havasi var. diyor Cemal Süreya bu hikayeler icin. Bilge insanlarin vakur tavri, yoksullugun bitimsiz cenderesine karsi ayakta kalmaya calisan insanlarin basindan gecenler, hasta olanlarin sifa arayislari ya da seyhlerin-agalarin istismarina maruz kalan köylülerin basindan gecenler, Ahmet Sayin kaleminden ustalik ve zenginlikle aktarilmis. Bir araya gelen hikayeler okuru toplumsal bir gözlem gücüne tanik kildigi gibi, yayimlandigi tarihlerde bircok ödül de aldi. Ahmet Say müzik, felsefe, edebiyat üzerine yazilar yazmakla birlikte, roman ve hikayeler de kaleme aldi. Kor Kitap ve Islik Yayinlarinin birlikte yayimladigi Günesin Savruldugu Yerden Bingöl Hikayeleri, karanliktan aydinliga, geceden sabaha, karli kis günlerinden bahara, doruklardan insanlara uzanan bir toplam.