Türklerin Kökeni Ve Tarihi Serüveni
Tarih boyunca bircok kitaya yayilan Türkler cok cesitli felaketlere maruz kalmalarina ragmen dagilmamislar, tarih sahnesinden kaybolmamislardir. Bircok farkli sebepten dolayi bölünerek baska cografyalara göc ettikleri de görülmüstür. Tüm bu daginikliga ragmen kültürlerini kaybetmemisler, medeniyetlerini sürdürmeyi bilmislerdir.
Tarihin en eski devirlerinden 21. yüzyila kadar varligini sürdüren Türk kökenli topluluklari anlamanin birinci yolu Türk boylarini gecmisten günümüze incelemektir. Ikinci yol ise, Avrasya tarihinin derinliklerine inip varligindan haberdar olunan tüm Türk boylarini takip etmektir. Güney Sibiryanin Altay Daglarinda gördügümüz bir boya daha sonra Tanri Daglarinda veya Anadoluda rastlayabiliriz. Avrupanin ortasindaki Macaristan ovalarinda yasayan Türk kökenli bir boyun kökenini Mogolistanda ya da bir bölümünü Hindistan veya Misirda bulabiliriz. Bunlar, Türklerin cografyayla ve zamanla sinirlanmayan tarihine dair en önemli örneklerdir.
Ahmet Tasagil, Orta Asya bozkirinin derinliklerinden tarih sahnesine cikan ilk ana boy grubundan baslayarak Oguzlara kadar uzanan, Türk gövdesini meydana getiren boylari inceledigi bu önemli calismasinda; Türgis, Oguz, Kipcak ve Karluk gibi büyük boylari ve her birinin ortaya cikisini, tarihlerini ve siyasi-sosyal durumlarini degerlendiriyor. Bunun yani sira kitapta Sibiryanin genis alanlarinda yasamis ve sayisal olarak az olan boylari da ele alarak, Dogu ve Bati Oguzlarinin ortaya cikislarini anlatiyor, 10. yüzyildan itibaren Macaristan ile Altay Daglari arasinda dagilmis olarak yasayan Kipcaklara da özel bir yer ayiriyor.
ILK TÜRKLER Bozkirdan Dünyaya Yayilanlar, gecmisten günümüze Türk tarihinin izini süren en güncel calismalardan biri