Gastronomi alaninda bir otorite nasil ortaya cikar ve hangi özelliklere sahiptir Yemek kültürünü nasil edinip gelistirir Sarabi, tatlari ayirt ederek icmek siradan bir beceri midir, ögrenilebilir mi Yemek yenilen yerin ambiyansi ne kadar önemlidir
Karnabahar yemeye lokantaya gidilir mi Geleneksel olan her zaman en iyisi midir Baska ülkelerden esinlenmek kötü bir sey midir Mutfagimiz dünyada hatiri sayilir bir yere gelebilir mi Ne yersek o muyuz Baliga limon sikilir mi Sarap nedir, ne degildir Sosyal medya Vedat Milora ne yapti Buyurun Ziyafete, tüm bu sorulara ve daha fazlasina etrafli yanitlar iceren bir Vedat Milor kitabi Kendi kaleminden kisa bir aile tarihiyle baslayan kitapta Milor soyadinin gizemini, ailesindeki Milli Mücadele yanlilarini ve saltanatcilari ögrenmekle kalmiyor,
Milorun köklü gecmisine dair de önemli bilgiler ediniyoruz. Milorun, kitabi yayina hazirlayan Besim Hatinogluyla yaptigi uzun söylesi gastronomik otorite kavramini, damak tadinin gelisimini kendi hayat hikayesi ve daha önce hic söz etmedigi ilginc anekdotlar isiginda ele aliyor. Son kisimsa farkli temalar altinda toplanmis, her biri ayri ayri önemli noktalara isaret eden secme yazilarindan olusuyor. Buyurun Ziyafete, ögrenmeye ac, yemek tutkusuyla dolu Vedat Milorun dünyasina bir yolculuk
Kendimi ne sekilde tanimladigimi soruyorsan, bu gayet acik Ben sadece restoran ve sarap elestirmeniyim. Isin bir de tutku boyutu var. Bu bir tutku, bir hobi olarak ortaya cikip hayatinin parcasi haline gelmesi gereken islerden. Sana keyif vermeli, hayatinin bir parcasi olmali ve akabinde de is haline gelmeli.