Her seyi ögretmeye calisanlarin oldugu yerde, hicbir sey ögrenemeyen nesiller yetisir.
Bir cocugun kendisi adina en dogru secimleri yapmasini istiyorsaniz, ona hicbir sey yapmama özgürlügünü
vermek zorundasiniz.
Cocuk kelimesinin asagilama ve kücük görme anlaminda kullanildigi bir ülkede, dogrulari gercege
dönüstürmek kolay degildir.
Bir cocugun neyi, ne zaman ve nasil ögrenecegine baskalari karar veriyorsa ortada cok büyük bir yanlis var
demektir.
Bizler saygili, efendi, terbiyeli cocuklar degil; kendimize itaat edecek cocuklar istiyoruz.
Özgür olamamis cocuklara kitap okuma aliskanligi kazandiramaya calisan aileler, attiklari her adimda hayal
kirikligina biraz daha yaklasirlar.
Akilli telefonlar, sosyal medya, tabletler, bilgisayarlar kötüdür ve cocuklara zararlidir düsüncesini bir
kenara birakalim. Onlar kötü degil, onlarla ne yapacagimizi bilmiyoruz sadece.
Kitaplari bitirmek, müfredatlari yetistirmek, konulari bir an önce ögretmeye calismak; egitimin kanseridir.
Bir cocugun matematik dersi, o dersin dilini özgürce kullanmasiyla baslar.