Endülüs medeniyeti, müslüman cografyanin kanayan bir yarasidir. Insanlik tarihinin en görkemli medeniyetlerinden biri, bugünkü Ispanya topraklarinda kurulmus ve asirlar boyunca medeniyetin gelismesine cok önemli katkilar saglamistir. Ancak 15. yüzyilla birlikte bu medeniyet Avrupa topraklarina veda etmek zorunda kalmistir. Dönemin yikici zihniyeti sebebiyle, günümüze ulasan izleri pek azdir. Halihazirda kalanlarin önemi yeni yeni anlasilmakta ve yasatilmaya calisilmaktadir.
Mesut Doganin bu calismasi, bu medeniyetin bugün sinirli sayida kalmis olan kalintilari üzerinden hareketle tarihin koridorlarinda yapilan bir yolculuktur. Yazar, Endülüs medeniyetini, yaptigi yolculukta kalan sinirli sayidaki eser ve cevresiyle birlikte gözlemlemis ve bir edebiyatci duyarliligi ile ortaya gezideneme arasi bir eser cikarmistir. Sadece müslüman cografyanin degil, tüm insanligin en önemli tarihsel miraslarindan biri olan Endülüs medeniyetini tanimak icin, bu eser güzel bir firsattir.