Kuran-i Mübn, öyle bir belagat mcizesidir ki onun yüksek manalarini, bütün hikmetlerini ve isaretlerini baska lisanlar ile tamamen ifade edebilmek gayri kabildir. Bu hususta bütün din alimlerinin, bütün füseha-yi ümmetin ittifaklari vardir.
Zaten Kuran-i Azm, bir kavme degil bütün Islam kavimlerine mahsus olmak üzere bir din lisan ile nazil olmus, bunun bu kuds varligi muhtelif irklar, kavimler arasinda Islam birligini, din kardesligini tecelli ettirmege vesile bulunmustur.
Binaenaleyh ibadet-ü taat hususunda bütün Müslümanlarin Kuran-i Kerme dört elle sarilmalari, onun yüksek ve her vechile maslahat ve hikmete muvafik olan emirlerine, nehiylerine riayet etmeleri kendilerinin selamet ve saadetleri icabidir. Hangi bir irkin, hangi bir cemaatin arzusu ile bu din vazifeye muhalif harekete kimsenin selahiyeti yoktur. Aksi takdirde Islam birligi haleldar olur, din kardesligi zevale yüz tutar. Bundan Islam milletinin düsmanlari istifade etmek ister.