Mevlana, Yunanistandan Iran ve Hindistana uzanan muazzam bir cografyayi kapsayan cok renkli bir düsünce dünyasinin yaratilarini diyalektik bicimde özümsemis hümanist bir Dogulu bilgedir. Ne var ki, yedi yüzyil boyunca, fikirleri ve siirlerindeki bu hümanist-isyanci öz, resm din ideolojilerinin damgasini tasiyan yorumlarla gözlerden gizlenmistir. Gercekte Mevlana, Insan yüreginin mucizelerinden baska bir mucizeye inanmamis; dogmalarin boyunduruguna karsi, insan ruhunun özgürlügünü öne cikarmistir. Dinsel celiskilerin en yüksek oldugu Hacli Seferleri döneminde din, dil, irk ayrimi gözetmeksizin bütün insanlarin esit oldugunu, insanin yüceligini savunmustur.
Radi Fis, Ben de Halimce Bedreddinem romaninda Bedreddini anlattigi gibi bu kitabinda da tarihsel hakikate bagli kalarak Mevlananin hayatini roman kurgusu icinde sunuyor. Yirmi yillik bir calismanin ürünü olan kitapta, insancil, esitlikci ve özgürlükcü gercek Mevlana anlatiliyor.