Atatürke Yönelik Kara Propaganda... calismaya bu basligi vermek bizim icin her ne kadar üzücü olsa da tarih misyon, mill görev ve Ataya olan minnet borcumuz geregi bu propagandayi organize edenleri desifre etmek adina elzem bir baslik olduguna inaniyoruz. Hurafeler ise propagandanin sonucu ortaya cikan efsaneler ve yalanlar yumagidir.
1940li yillardan beri Atatürke karsi sistemli ve bilincli sekilde yürütülen kara propagandanin temelinde; Atanin sahsiyetini, kimligini, karakterini, ailesini, özel hayatini, inanclarini, mesleki hayatini ve ömrünü adayarak milleti icin insa ettigi Cumhuriyeti ve Cumhuriyet devrimlerini; bilerek ve isteyerek bel altindan vurmak suretiyle itibarsizlastirma, kücültme, yasanan olaylari carpitma, kisi ve kisileri oldugundan farkli gösterme gayreti yatmaktadir.
Üzücü olan sudur ki Atatürke yönelik algi operasyonu ve kara propaganda sonucunda üretilen efsanelere, uydurma hikayelere, safsatalara ve hurafelere toplumun belli bir kismi inanmaktadir. Atatürk döneminde camilerin ahir yapildigi mevzusundan tutun Kuran-i Kerim okumanin yasaklandigina, Atatürkün Ingiliz ajani oldugundan validesi Zübeyde Hanima atilan iftiralara, Kurtulus Savasi diye bir savas olmadigindan sapka takmadigi icin idam edildigi söylenen din adamlarina kadar akla, vicdana, ahlaka sigmayacak onlarca hurafe, onlarca yalan, onlarca iftira...
Elinizdeki bu kitap, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürke yönelik sistemli ve bilincli bir sekilde sürdürülen psikolojik savas ve kara propagandayi tek tek desifre etmek amaciyla hazirlanmis, tamami kaynaklara ve arsiv belgelerine dayali bir desifre calismasidir.
