Can sikintisindan kacariz. Icimizin bize söyleyecekleri vardir. Bize derdini acacaktir. Kayginin bize anlatacaklari vardir. Bizi kendi hikayemize cagiracaktir. Oysa biz kacariz. Icimizin inlemesini, aglamasini duymayacagimiz kadar gürültüye kacariz. Gürültüyü kendimiz cikarmak pahasina yapariz bunu. Acimizi hissetmemizi engelledigi icin kacmayi bir iyilesme sanariz. Kargasanin icinde yaramizdan saklaniriz. Kendimize ve özgürlügümüze giden yoldaki yapabilme olasiliginin dehseti bizi en cok kendi olasiliklarimizdan ve kendimizden kacirir.
Oysa insan kaygisina ve acisina bakarak bulusur kendisiyle. Kactikca kücülen, yaklastikca büyüyen özünü kaygisinda kesfeder. Yüzlesmemek ve kacmayi secmek olmanin biraz da korkulu görkeminden kacip olmamayi secmektir.
Senin kendinle konusman lazim. Dert ettiklerini fark etmen lazim. Canini yakanlari hissetmen lazim. Kendine söylemen lazim. Hastayim zannediyorsun. Degilsin. Kendini hasta ediyorsun. Bütün hücrelerin kulak kesilmis dinliyor. Yetmiyor, ciglik atiyor. Dinlesen duyacaksin. Konussan duyacaksin. Senin kendinle konusman lazim.
Cem Mumcu