Yasadigi dönemde Tanpinara yeterince ilgi gösterilmedigi yargisi, neredeyse ir edebiyat efsanesine dönüstü. Dogrusunu söylemek gerekirse, bir derleme calismasi icin Tanpinar üzerine yazilmis bütün yazilari, kiyida kösede kalmisina kadar bulup okumaya calistigimdan beri yazar tarafindan yönlendirildigimizden kuskulanmaya basladim. Acaba bizi böyle düsünmeye kiskirtan yazarin sikayetleri miydi Ölümünden iki yil sonra yayimlanan Tanpinar in Siir Dünyasinda Mehmet Kaplan, günlügünün o meshur sükt suikasti cümlesiyle biten son sayfalarini okumasak yine böyle düsünecek miydik
Edebiyat tarihleri de gösteriyor, istisnalar disinda öncü yazarlarin alimlanma süreci oldukca yavas gelismistir. Metnin yapisi, konusu, iletisi ile genis okur kesiminin beklentisi kesismediginde bulusmanin ertelenmesi kacinilmaz olmus. Tanpinar da meseleleri ve duyarligiyla caginin Ötesine düsen bütün nitelikli yazarlarin ortak talihini yasamisti sadece.
Bugünlerde, Tanpinar hakkinda yayimlanmis kitap sayisi otuza ulasmistir. Bunlardan sonuncusu, 2010 yilinda yine Abdullah Ucmanla birlikte, Kültür Bakanligi icin hazirladigimiz Ahmet Hamdi Tanpinar kitabidir. Bu kitap üzerinde calisirken, Tanpinarin yurt disi telif haklarini yöneten Kalem Ajansla birlikte uluslararasi bir Tanpinar sempozyumu düzenledik. Elinizdeki kitap, 1-2 Kasim 2010 tarihlerinde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinde gerceklestirilen, Dünyada ve Türkiyede Tanpinar Zamani baslikli sempozyumun panel, söylesi ve bazi bildirilerini bir araya getiriyor.
Bu sempozyum, sadece Tanpinar edebiyatina yeni yorumlar getirmekle kalmadi, cok hos bir tesadüfle, bize yazarin dünyasindan yeni belgeler de kazandirdi.