Okuma yazmaya, dogumumdan tam 11 yil sonra, merekten bozma, adina mektep dedikleri binada basladim. O dag köyünü önce Allah sonra yöneticilerin unuttugu; Cumhuriyetin kurulusundan tam 38 yil sonra, köyüme yedek subay olarak askerligini yapan, kitap okumaktan baska bir lüksü olmayan güzel insan Binali Alpsoyun iki öküz arabasi kitabiyla köyümüze gelmesiyle oldu. Eski adi Soguk, yeni adi Özlerde; okula kavusmanin sevinciyle herkes okulu sahiplendi. Ögretmen sabahlara kadar kitap okuyor, yetiskinlere okuma yazma kursu aciyor, bu okuryazar olmak icin can atan insanlara karsi, yöneticilerin aymazligini kendi üzerine aliyor, cani gönülden gece gündüz demeden calisiyordu. Askerligi bitince kitaplarini okula umutlarini da biz ögrencilerine birakti. Okuma yazmayi ögrendigimde annem, ablalarim, abilerimin esleri; Bizim yerimize de oku, bizim gözlerimizde senin olsun dedikleri günden bu yana hep okudum, okuttum. Yillarim okumak ve okutmakla gecti. Yasadigim cevre, ülke sorunlari iyi ve kötü yönleriyle hayatimin bir parcasi oldu. Cok kayiplarimiz, iyi kazanclarimizda yasamimda silinmez izler birakti. Basta büyük usta Yasar Kemal olmak üzere yazmam da beni yüreklendiren ögretmenlerimden biri olan Abdülkadir Ünlü, Ismet Kuzum, Mustafa Özgüvene sonsuz tesekkür ederken; öykülerimin kahramanlari olan kiymetli Sogin Deresi köylülerime; gencligimin, hayatimin gectigi o Cukuovanin kadim kenti Adana Ceyhan ilcesinin halkina; basta varoslarin piri olan Tuzlugöl mahallesinin emekcilerine, varsillarina, yoksullarina bin selam olsun.