On dört yasimda, mahallemizin postacisina tesadüfen asik oldum. Mektubu almak üzere kapiyi actim. Sirti dönüktü, yüzünü bana cevirdiginde kalbim dondurma gibi eriyip yerlere akti. Sanki insan degil, bir melek, Tanri tarafindan gönderilmis bir peygamberdi. O kadar güzel ve masumdu ki... Muhtemelen on sekiz, on dokuz yaslarindaydi. Mektubu verdiginde, titreyen elimle imza attim. Kendimi öylesine kaybetmistim ki kalemini zorla elimden cekip aldi ve gitti.
O günden sonra isim, her gün kendime mektup yazip postalamak oldu. Haftalik harcligimin tümü posta masrafina gidiyordu. Bütün gün acliktan ölsem de her gün kendime mektup yolluyordum. O gelsin, zile bassin, imza istesin, kalemini uzatsin, bir anligina ona bakayim ve gitsin istiyordum.
Iranli kadin yazar Cista Yasrebiden ask ve hayatin anlami üstüne otobiyografik bir roman.