19. yüzyilda, demiryolu ve telgrafin ortaya cikmasi ile dünyada Örgütsel Büyük Patlama yasandi. Sadece kendi isiyle mesgul olan insanlarin yerlerini, birdenbire cok birimli isletmeler ve profesyonel is görenler aldi. Aniden olusan ve cok hizla gelisen teknolojik ve sosyal degisimler; birbirine bagliligin arttigi, kontrolün kayboldugu ve her seyin son derece karmasik oldugu bir dünyayi ortaya cikartti. Isletmenin bilgiyi kazanma ve güncelleme sürecleri, örgütsel ögrenme kavrami ile ifade edilmeye baslandi. Isletmelerin, avantajli rekabet gücünü elde ederek, yasamlarini sürdürmelerinde; yani yüksek is performansi saglanmasinda; örgütsel ögrenme, son derece önemli bir kaldirac haline gelmistir.