Prof. Dr. Nazif Sahinoglunu kime sorsaniz, öncelikle onun asabi ve sinirli yapida biri oldugundan bahsedecektir. Ama cok az kimse onun cocukluk ve genclik yillarinda cektigi cilelerden ve zorluklardan haberdardir.
Hicbir gelir kaynagi olmadan kendisinin ve kiz kardeslerinin gecimini saglamak zorunda kalmistir. Yumurta, findik vs. satarak ayrica etraftan aldigi kücük yardimlarla bir evin babaligini üstlenmis ve bu dönemde hafizligini tamamlamistir.
Olaganüstü bir calisma, ögrenme ve ögretme azmine sahiptir. Bu azim onu yokluk ve imkansizliklar icinde gecen cocukluk ve genclik dönemlerinden profesörlüge kadar tasimistir.
Asiri mükemmeliyetci bir yapiya sahiptir ve bu özelligi, o kadar cok okuma, arastirma, bilgi toplama ve depolamasina ragmen genis bilgi dagarciginin cok az bir kismini yazip yayinlamasina sebep olmustur. Kendisini övdügü veya bir toplulukta öne cikmaya calistigi hic görülmemistir. Hatta kendisini tanitirken de profesör ünvanini hic kullanmamistir.
Bu kitap, hem dostlari hem de ögrencilerinin yakin sahitligi yaninda yazdiklariyla da bu dünyada önemli bir iz biraktiginin canli sahididir.