Cok kalmayacagim sende, biraz sevip dönecegim yine kendime...
Özgür Gümüssoy
Siirin rengarenk sapkasini giymek kolaydir, sik da durur üstelik.
Ne var ki, siire siki siki sarilan bir sair degilseniz, ilk rüzgarda ucup gider kafanizdan.
Siirin camurlu ayakkabisini giymek ise zordur ve elbette kimse hoslanmaz balciktan.
Ama has siire giden yol buradan gecer. Siirin ayakkabisi ilk giyislerde sair adayinin ayagina vuracak veaci verecektir üstelik. Özgür Gümüssoy da, siirin süslü sapkasini degil, camurlu ayakkabisini giyerek yola cikanlardan... Siirin ayakkabisinin onun ayagina uyup uymayacagini zaman gösterecek. Ama simdi diyor ki kitabinin icinde calip duran dünyanin yasli saatleri Yolu da, zamani da acik onun
Akgün Akova
Özgür Gümüssoyu okudugumda, yazdiklarinin özel bir zekadan ve özgün bir algidan damitildiklarini düsündüm... Baskalarina öykünerek yaziya yönelen pek cok genc insanin olusturdugu nicel yigilmada, o, digerlerinden büsbütün ayrisarak ucari, atak ve bickin cagrisimlarla modern dünyada karsiligi olan kentli ve samimi bir dil kuruyor. Günümüz hiz ve karmasasinda, karsiligi olan tümceleri hizli, dogru ve bazen de buruk
gülümsemelerle okunabilecek yazilara dönüstüren Özgür Gümüssoyun, sürdürürse eger, yakin yillarda özellikle gencler tarafindan yaygin okunacak yazarlardan biri olacagina inaniyorum...
Yilmaz Odabasi
Özgür Gümüssoyun kolajlari, öyle diyorum, cünkü siir ve düzyazinin birlesiminden olusmus, bir bakima siirmetin diyebilecegimiz bir özellik tasiyorlar. Günümüz gencliginin dilinden, jargonundan etkilenen ve beslenen bu siirmetinlerde, bireysel sorunlar ve toplumsal sorunlar kadar, güclü geleneklerimizden olan taslama da kendine yer buluyor.
Haydar Ergülen