Bütün genisligine ragmen dünya insana dar geldigi zaman onun dayandigi en büyük siginak dindir. Insanlarin duygusal hassasiyetinin zirveye ulastigi, manevi olarak en cok umut bekledigi zamanlarda bu ihtiyacini karsilayamamalari, onlar icin büyük bir eksikliktir.
Özellikle hastalik, yaslilik ve diger musbet zamanlarinda inanmis olduklari dinin, onlar icin ne tür mükafatlar müjdeledigini bilmeleri büyük teselli kaynagidir.
Bu sebeple tarih boyunca insanlar manevi rehberlige her dönemde müracaat etmisler farkli sekil ve formlarda bu ihtiyaclarini tatmin etmislerdir. Son yüzyilda insanlarin bu ihtiyaclari resm olarak da karsilanmaya baslamis huzurevlerinde, yetimhanelerde, hapishanelerde ve hastanelerde maddi bakim ile birlikte, manevi rehberlik spritüal care seelsorge uygulamalari da baslamistir.
Vurgusu genellikle maneviyat olan dinlerin manevi rehber konusuna yaklasimi önemli bir arastirma olarak karsimiza cikmaktadir. Bu baglamda son dinin peygamberi Hz. Muhammedin sav manevi rehbere muhtac kesime karsi yaklasimi ve onlara ne tür manevi destekler verdigi önem arz etmektedir.
Manevi destege sadece hastalar degil, sihhatliler de sadece fakirler degil, zenginler de sadece yetimler degil, anne-babaya sahip cocuklar da sadece yaslilar degil, gencler de muhtactir. Sadece sokak cocuklari degil, evde internete bagimli cocuklar da sadece bosanmis aileler degil, bosanmamis aileler de, sadece hapishanedekiler degil, disardakiler de sadece isciler degil, patronlar da sadece cahiller degil, alimler de muhtactir. Hasili toplumun her kesimi aslinda manevi destege muhtactir.