Cesaretini topladiktan sonra bu kitabi alip inceleyen Aptülzeyyat, onun Dünya Tarihi adli bir eser oldugunu gördü. Bir kitaptaki metafizik uykusundan uyanan hayalet, ayni uykuyu bir baska kitapta sürdürmeyi uygun görmüs olmaliydi. Atlattigi onca vartadan sonra harap ve bitap düsmüs olan Aptülzeyyat, o sicak odada dösegine kivrilarak sizdigi vakit, rüyasinda kendisini tipki o hayalet gibi Dünya Tarihi icinde, ama ac bir kitap kurdu olarak gördü. Daha ilk sayfanin üzerinde, iri puntolu, yasak meyva kelimesini isirarak yemeye basladi. Ikinci sayfada, düsüsün azabini tatti. Mesihin etini yedi, Onun kaninin lezzetine vardi. Vebayi, Savaslari, Felaketleri ve dahabir nicesini gectikten sonra son sayfaya geldi. Bir sapiens olarak artik kozasini örebilirdi. Kozanin icindeki Minervanin karanliginda kurtulusunu bekledi. Zaman geldiginde, tattigi her güzellikle kanatlari süslü bir kelebek olarak karanliktan isiga cikti; artik cennete ucabilirdi.