Insanin hayatina yön veren her tutum ve tavrin bir bilgi, bir duygu ve bir de davranis boyutu vardir. Ilerlemek ve yükselmek isteyen bütün toplumlarin, egitim sistemlerinde bu üc boyuta dengeli bir sekilde yer vermeleri gerekmektedir. Aksi halde ilerleyemez, büyük medeniyetler kuramaz, refah toplumu olamazlar.
Cesitli inanclar, tapinmalar veya daha genis anlamda dinler, insanin kutsal kabul ettigi varlik veya varliklara karsi bir tutum ve tavri ifade ederler. Bu itibarla onlarin da bu üc ögeyi egitim sistemlerine almalari ve onlari dengeli bicimde beslemeleri lazim gelir. Nitekim öyle de olmustur. Dinler tarihine baktigimiz zaman görürüz ki her din su veya bu oranda bu kurala uymus, ögretilerinde bu üc ögeye de yer vermistir. Aralarindaki fark, bunlarin gercek bir temele dayanip dayanmamasinda, dengelenip dengelenmemesinde, gelismelerindeki oran ve sürattedir. Hemen kaydedelim ki burada dinin algilanma seklinin de büyük önemi vardir.
Böyle bir tesbitten sonra su soruyu sorabiliriz Acaba Islam dininde durum nedir Onun kutsal kitabi Kuran-i Kerm konuya nasil yaklasmaktadir Iste, elinizdeki calismanin konusu budur. Su var ki calismanin agirlik noktasi bilgi boyutu ile ilgilidir. Duygu ve davranis boyutuna kisaca temas edilmis olmakla beraber bilgi boyutu üzerinde agirlikli olarak durulmustur.