Avina av olan bir avcinin hikayesi... Insanoglu ilk cocukluk yillarinda yasadiklarindan cok etkilenir. Henüz tam ortaya cikmamis bir heykel gibidir o; hayat da onu ince ince sekillendirmeye calisan usta bir heykeltiras... Alir eline keskiyi, usul usul oyar. Ama bazen keskiyi öyle bir savurur ki, bir parca kopuverir ve o parcayi bir daha kimse yerine koyamaz. Kendini hep dorukta görüyor ve asla asagi düsmeyecegini saniyordu. Ama bir gün hayat elindeki keskiyi ona da savuruverdi ve onun da koptu yüregi... Oysa pek cok kadinin gönlüne taht kurmus bir kraldi o... Uzun süre ne kendi inandi tahttan indigine, ne de kadinlar. Ama bir seylerin degistigini yine de ilk hisseden kadinlar oldu; ona yillarca köle gibi itaat eden kadinlar... Psikiyatrist Dr. Gülseren Budayicioglu Kral Kaybederse romaninda, doruklardan asagi inmeyecegini sanan bir avcinin avina av olup yuvarlanisini, kendini sevilmeyecegine inandirmis mutsuz bir kadinin da trajik hayati icinde avken nasil avci oldugunu anlatiyor.