Kosuyordum. Birkac kez tökezledim, sonunda nefes nefese durup bir agaca yaslandim ve yavas yavas agacin dibine kaydim. Sadece birazcik dinlen, diye düsündüm. Sadece bes dakika. Basimi dizlerimin arasina gömdüm. Nasil izin verdim beni kandirmalarina Aptal da degildim ki. Cok kisa bir süre önce onlarin yaninda yer aldigima ve onlarin cinnetini paylastigima inanamiyordum.
Almanyanin dogusunda bir köyde, insanlar birbirinden kopuk, gelecekten beklentisiz, kül rengi bir rutin icinde sürdürüyorlardi hayatlarini. Siyasetten uzak, verimsiz yakinmalar icinde, tutunacak anlamli seylerin eksikligi icinde yasiyorlardi. Alti yabancinin gelisiyle, unutulmus degerler ve iliskiler yeniden canlanirken, herkesin yüzüne renk gelirken, sinsi bir sekilde köye sizan tehdidin kimse farkina varamadi. Bir sanatci haric... Yoksa her sey icin gec mi kalinmisti..
Yine ON8den yayimlanan Buraya Kadarmistan tanidigimiz Daniel Höra, bu romaninda da gerilimi son ana dek tirmandiriyor. Nefretin, fasizmin ve irkciligin her zaman ayirt edilebilir bir ciplaklikla degil, bazen son derece demokratik ve insancil görünen söylemlerle, yasamlara nasil sizdigini hatirlatiyor okuruna. Propaganda, kiskirtma ve kaba kuvvet karsisinda edilgen ve iknaya acik kalisimizin hem tarihte hem de günümüzde gebe oldugu acilara gönderme yaparken, demokratik toplum kiligi altinda bu acilarin tekrar tekrar, her an ve her yerde yasanabilir olusunun altini ciziyor.